HalukLevent, Haluk Levent, HalukLevent Rock, Haluk Levent Albümleri, Haluk Levent Konserleri
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

HalukLevent, Haluk Levent, HalukLevent Rock, Haluk Levent Albümleri, Haluk Levent Konserleri

HalukLevent, Haluk Levent, HalukLevent Rock, Haluk Levent Albümleri, Haluk Levent Konserleri, Haluk Levent Şarkıları, Haluk Levent Şarkı Sözleri, Haluk Levent Resimleri, Haluk Levent Forum
 
AnasayfaLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap

 

 Haluk Levent > Eurovision Macerası

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
BiroL Ä°spiroÄŸlu
Admin
Admin
BiroL Ä°spiroÄŸlu


Mesaj Sayısı : 536
Rock Gücü : 1583
Kayıt tarihi : 27/07/09
Yaş : 31
Nerden : VaN
İş/Hobiler : ÖqRenCi

Haluk Levent  > Eurovision Macerası Empty
MesajKonu: Haluk Levent > Eurovision Macerası   Haluk Levent  > Eurovision Macerası Icon_minitimePerş. Ağus. 13, 2009 2:33 pm

Eurovision Macerası

Eurovision’a ilk kez 1975 yılında katılmışız. Semiha Yankı’nın “ Seninle Bir Dakika” adlı eseri ile. Ben hayal meyal hatırlıyorum o zamanları. Çocukluğumda Eurovision, (özellikle tek kanallı dönemde) müzikal kültürümüzün çok önemli bir alanını işgal ederdi.

Eurovision’a ilk kez 1975 yılında katılmışız. Semiha Yankı’nın “ Seninle Bir Dakika” adlı eseri ile. Ben hayal meyal hatırlıyorum o zamanları. Çocukluğumda Eurovision, (özellikle tek kanallı dönemde) müzikal kültürümüzün çok önemli bir alanını işgal ederdi. Günlerce konuşulur, tartışılır, komplo teorileri geliştirilir, kimin kime kaç puan verdiği hesaplanır, yer yer dostluk, çoğu zaman düşmanlık duyguları körüklenirdi. Günümüzde toplumumuzun Eurovision şarkı yarışmasına bakışı bir hayli değişmiş durumda. Daha kendine güvenli bir algılayış yerleşti. Ne de olsa bizim de artık bir birinciliğimiz var.

Eurovision’un Türk müzik hayatına kazandırdığı veya Eurovision sayesinde sanat hayatında bir adım fazladan atmış müzisyenlerimiz de bir hayli fazla. Nilüfer, Ajda Pekkan, Neco, MFÖ, Seyyal Taner ve Kayahan, Semiha Yankı, Ayşegül Aldanç, Candan Erçetin, Arzu Ece, Demet Sağır oğlu, İzsel, Reyhan Karaca, Şebnem Paker ve Tuba Önal, Sezen Aksu, Nükhet Duru, İlhan İrem, Füsun Önal, Fatih Erkeç, Sertab Erener, Aşkın Nur Yengi, Harun Kolçak, Burcu Güneş, ve Işın Karaca aklıma ilk gelen isimler. Sırf bu yönüyle bile Eurovision, müzik hayatımızda çok önemli bir yere sahiptir.

Benim değinmek istediğim konu başka. Tamam, çok güzel bir şey yaptık. Eurovision’u kazandık ve yarışmanın ülkemizde yapılmasını sağladık. Üstelik ertesi sene de dördüncü olduk, ki bu da önemli bir başarıdır. Ancak gözüme şöyle bir sorun takılıyor ki bu sorunun ne kadar önemli olduğuna siz karar verin. Sertab Erener’in ve Athena’nın şarkıları ne kadar Anadolu kültürünü yansıtıyordu? Şarkılar Türkçe bile değildi. Üstelik TRT’nin de üyesi olduğu Avrupa Yayıncılar Birliği’nin (Europian Broadcasting Union EBU) düzenlediği Eurovision’un yarışma şartnamesinin bir bölümünde “ yarışmaya katılacak şarkıların ulusal tatlar ve unsurlar içermesi beklenir/tavsiye edilir” türünden bir ifade var. Yani bu bir zorunluluk değil olsa da denetlemek çok zor. Bu iki şarkıda da nasıl bir ulusal tat var? Doğrusu merak ediyorum. Mesela Sertab Erener’in şarkısındaki oryantal tınılar Anadolu kültürüne mi ait yoksa Arap kültürüne mi?

İngilizce şarki söylemek zorunlu değilken niye böyle bir yol seçiliyor anlamıyorum. Diyelim ki kanıt şu şekilde gelişiyor: “ Efendim İngilizce evrensel bir dil” Peki müziğin dili daha evrensel değil mi? Türkiye’nin, önüne amacını net şekilde koyması gerekiyor. Ülkemizi ve halkımızı kültürel olarak temsil etmek mi, yoksa yarışmayı kazanmak mı? Sanırım yarışmayı kazanmak öncelikli amaç oldu ve bu amaç ziyadesiyle gerçekleştirildi. Ancak bazı şeylerden geri kalmadık mı?

Ben şahsen bir Türk vatandaşı olarak, bizimle alakası olmayan bir şarkıyla birinci olacağımıza kültürel yapımızı dışarıya daha iyi yansıtabilecek bir şarkıyla sonuncu olmayı tercih ederim. Hem sonra, buradaki birinciliğin veya sonunculuğun birbirine üstünlüğü var mı? Kültürler birbiriyle yarışabilir mi? Üstün kültür veya aşağılık kültür olabilir mi? Eurovision’un etik amacı kültürleri bir araya getirmek ve diyaloglara yeni kapılar açmak olmalı. Ya da ben öyle olması gerektiğini düşünüyorum. Ama sonuçta bu da para kazanılan bir mekanizma ve yüz milyon eurolardan fazla getirisi olan bir organizasyon. Organizatörler işin bu yönünü keşfetmiş olacak ki, daha magazinsel şarkıların yarışmada yer almasını teşvik eder bir konuma yöneliyorlar.

İşin bir de ulusal boyutu var. Türk halkını temsil edecek bir şarkının ve şarkıcının seçilirken Türk halkına hiç sorulmaması, ayrı bir tartışma konusudur. En azından sadece ön elemeyi TRT’nin yapması ve nihai seçimi kamuoyuna bırakması gerekmez mi?

Ben son yıllarda Eurovision’daki şarkıların giderek birbirine benzediğini, deyim yerindeyse tektipleştigini ve tatsız bir hal aldığını düşünüyorum. Bu yüzden kendi alternatiflerimi koymak zorundayım ve gelecek sene üç şarkıyla yarışma finallerine katılma kararı aldım. Beğenilip beğenilmemesi veya şarkılarımın finallere kalıp kalmaması önemli değil. Ben kendimi üstüme düşeni yapmakla sorumlu hissediyorum.

Bu senenin finalist şarkisi “ Rimi ley” e gelirsek. Şarki gerçekten de güzel degil ve basit. Sadece yarışmayı kazanmak gibi ucuz bir hesapla düşünülmüş ve ortaya konmuş gibi geliyor bana. Çok büyük bir sürpriz olmazsa önemli bir başarı beklemiyorum.

Sevgiyle kalin
Haluk Levent
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://haluklevent.forum.st
 
Haluk Levent > Eurovision Macerası
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Haluk Levent 2004 Röportajı
» Haluk Levent, Yorgun Savaşçı
» Haluk Levent > Faşizm Kimlik Değiştirdi
» Haluk Levent > Yollarda Bulurum Seni
» Haluk Levent > Türkü Albümü Niye?

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
HalukLevent, Haluk Levent, HalukLevent Rock, Haluk Levent Albümleri, Haluk Levent Konserleri :: Haluk Levent :: Haluk Levent Haberleri :: Röportajlar-
Buraya geçin: